Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi » Cilt: 28 Sayı: 1 Har ne kadar suç ya da kabahatler konusunda verilecek cezanınmiktarını belirlemek yasa
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi » Cilt: 28 Sayı: 1
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi » Cilt: 28 Sayı: 1
Har ne kadar suç ya da kabahatler konusunda verilecek cezanınmiktarını belirlemek yasa koyucunun takdir yetkisinde ise de Anayasanın 13. Maddesindeöngörülen ölçülülük ilkesi gereği belirlenen cezanın miktarının da aşırıorantısız olmaması gerekir. Yasada öngörülen içerik çıkarma veya erişimengelleme gibi yükümlülüklerin en geç dört saat içinde yerine getirilmesigerekmektedir. Bu süreyi geçiren bir yer sağlayıcıya en az yüzbin TL idari paracezası verilmesi ölçülü kabul edilemez. [878] 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130’ncu maddesi; “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” hükmünü taşımaktadır. [305] Disiplin cezalarının belirli süreler sonunda sicilden silinmesini öngören 657 SK’nın 133. Maddesinin, disiplin kurulu üyelikleri bakımından DY ile işlemez hale getirilmesinin, normlar hiyerarşisine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir (Oğuz Sancakdar, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal Denetimi, Yetkin Yayınevi, Ankara 2001, s.283). Ancak disiplin kurulu üyeliği yapacak kişilerin tarafsızlıklarının ve güvenilirliklerinin sağlanabilmesi için, adli sicilden silinse dahi disiplin cezası almamış olmalarının aranması daha uygun bir yöntemdir.
Maddesine göre, Devlet memurlarının, doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlamak amacıyla hediye kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve almaları yasaktır. Bu nedenle suçun oluşabilmesi için çıkar sağlamanın görevle ilgili olması gerekir[206]. Devlet memurunun özellikle görev yerinde içki bulundurması, içki içmesi, göreve alkollü gelmesi memuriyet disiplini ile bağdaşmayan bir davranış biçimidir. Bu nedenle de disiplin suçu olarak düzenlenmiştir. Memurun görevine sarhoş geldiğinin sabit olması ve bunun devamlılık gösterir nitelik kazanması[205] halinde fiilinin ağırlık derecesine göre 1-3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilir. Maddesine göre, memurlar, eşleri, reşit olmayan çocuklarının sürekli kazanç getiren faaliyetlerini, 15 gün içinde kurumlarına yazılı olarak bildirmek zorundadırlar[183]. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, kınama cezasının uygulanmasını gerektirir. TSK’da çalışan Devlet memurları kılık ve kıyafet ile ilgili düzenleyici işlemlere[181] ve emirlere uymak zorundadır. Kılık ve kıyafetle ilgili düzenlemeler, kamu personelinin Atatürk devrim ve ilkelerine uygun, uygar, aşırılığa kaçmayacak şekilde, sade bir kılık ve kıyafette olmalarını, kılık ve kıyafette birlik ve bütünlük içinde bulunmalarını sağlamayı amaçlar. Bu amaca ters düşen kılık ve kıyafetler bentteki disiplin cezasını gerektirir.
Sözlü veya dilekçe ile bir kişinin cezalandırılması için başvuran kişi, ya bir vatandaşlık görevini yerine getirmek için meydana gelen bir olayı haber vermekte veya suçtan zarar gördüğünden müracaatta bulunmaktadır. Birinci halde “ihbar”; ikinci halde ise “şikâyet” söz konusudur[309]. Disiplin subaylığı 1964 yılında 477 SK’nun yürürlüğe girmesiyle oluşturulmuş bir görevdir. Disiplin subayı disiplin soruşturmasının önemli bir unsurudur[290]. Zira teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutanın bir disiplin suçu işleyen asker kişi hakkında vereceği disiplin hazırlık soruşturması açılması emri üzerine fail hakkındaki disiplin soruşturması disiplin subayı tarafından yapılır (477 SK m.14/4). Amirlik yapılan görev süresince ve görev nedeniyle de oluşabilmektedir. Nöbetçi ve devriye görevini yapan kişi (AsCK m.106)[283], askeri inzibat görevini yapan erbaş ve erler (İçHizK m.92/1), bölük nöbetçi çavuşu (İçHizY m.399) ve bölük nöbetçi onbaşısı (İçHizY m.396) bu görevlerini yaptıkları sırada diğer erbaş ve erlere karşı amir yetkisine sahiptir[284]. Aynı şekilde, kışlalarda mesainin bitmesinden yeni mesai başlayana kadar nöbetçi amiri kışladaki tüm nöbetçi subay, astsubay, sivil personel ile erbaş ve erlerin amiridir (İçHizY m.411/2). Üstlenilen görev nedeniyle amirlik, disiplin cezası verme yetkisini barındırmamaktadır. Bu nedenle askeri öğrencilerin işleyebileceği disiplin suçları Askeri Ceza Kanunu, Disiplin Mahkemeleri Kanununu ve kendi özel kanunlarında yazılan[232] disiplin suçlarıdır. Ayrıca yasada açıkça belirtildiği üzere askeri hakimlere verilen disiplin cezaları keshttps://sweetParibahis.life.
- Maddenin yalnızca Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri ile sınırlı uygulanabileceği, ancak bu maddenin 5252 sayılı Kanunu ve 213 sayılı Kanunu kapsamadığı, bu nedenle 7394 sayılı Kanunun 4.
- Ayrıca maddedeki “kabahat” kavramını disiplin tecavüzlerini de kapsayacak şekilde yorumlamak gerekir.
- Gönderinin tabi olduğu Taşıma Ücretleri, TNT tarifelerinde belirtildiği veya ilgili bir TNT Taşıma Hizmetleri Sözleşmesinde başka şekilde açıkça kabul edildiği gibidir.
Bu tür suistimallerin önlenmesi bakımından AsCK’nun 111. Maddesinde[676] astlarına hak edilmemiş disiplin cezası vermek suç olarak düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmış olmakla birlikte, ceza yargısı tarafından yapılacak bu denetim 353 sayılı Kanunun 95. Maddesi gereği komutanın soruşturma emri vermesine bağlı bulunduğundan etkili ve yeterli bir denetim değildir. TSK personelinin terfi, nitelikli görevlere atanma, yurt dışı görevlere, kurslara seçilme, kurmay subay olma gibi konularda disiplin cezalarının çok büyük etkisi bulunmaktadır. Ancak Aşağıda da ayrıntılı şekilde açıklanacağı üzere disiplin amirleri tarafından verilen disiplin cezaları yargı denetimi dışında tutulduğundan bu cezaların yargısal denetimi ancak “yokluk” hali ile sınırlı olarak yapılmaktadır. Bugün için ise, disiplini temin için tutuklama yetkisinin 1982 anayasasında ilk defa yer alan 38. Fıkrası karşısında anayasaya aykırı olduğunu iddia etmek pek mümkün görünmemektir. 1982 anayasasının 38/8 maddesine göre “idare kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir yaptırım uygulanamaz. Silahlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” Bu maddenin gerekçesinde ise, “fıkra kişi hürriyetinin ağır tehdidini teşkil eden hapis cezalarının yalnız mahkemelerce hükmedileceği; yani bunun bir “idari müeyyide” olarak (mesela disiplin cezası) idare tarafından uygulanmayacağı esasını getirmektedir.
Anayasa m.101/2’nin gerekçesinde; “Bu maddeyle, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve görev süresinin 5 yıl olması ile bir kişinin iki defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.” denilerek, Cumhurbaşkanının aday olabilme ve seçilmesi sayıları arasında fark gözetilmediği anlaşılmaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında ayrı maddelerde düzenlenen; hem taşıdığı amaç ve hem de uygulama yöntemleri bakımından farklılık arz eden “elkoyulan eşyanın iadesi” ile “elkoyulan eşyanın elden çıkarılması” kavramları, uygulamada karıştırılabilmektedir. Bu nedenle yazımızda; elkoymanın tanımı ve amacı ile birlikte, elkoyulan eşyanın iadesi ve elkoyulan eşyanın elden çıkarılması kavramları arasında bulunan farklar açıklanacaktır. Bu yazımızda; özel güvenlik görevlilerinin, bir terör saldırısı neticesinde yaralanması, engelli duruma düşmesi gibi durumlarda, gazilik unvanı alıp, bu unvandan kaynaklanan haklardan yararlanıp yararlanamayacakları konusu, Anayasa, ilgili mevzuat ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun teklifleri kapsamında değerlendirilecektir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Dördüncü Kısmında, maddi gerçeğe ve adalete ulaşılabilmesi veya muhakeme sürecinde verilen kararların icra edilebilmesini sağlamak amacıyla koruma tedbirlerine yer verilmiştir.
Bu suç sadece bu iki hareketten birinin yapılması ile oluşur. Maddesine göre cezalandırılabilmesi için sayılan bu seçimlik hareketlerin yapılmasına rağmen hizmetin aksamamış veya maddi bir zararın doğmamış olması gerekmektedir. Şayet maddi bir zarar doğmuş veya hizmet aksamış ise, AsCK’nun 136/1-C. Maddesine göre, disiplin suçları, 477 SK’nun oda ve göz hapsi cezasıyla cezalandırdığı fiillerdir. 477 SK’da disiplin suçlarının unsur ve cezalarıyla ilgili hususlar 47-61/A maddelerinde gösterilmiştir. Daha öncede belirtildiği gibi 477 SK’la, AsCK’da yer alan askeri kabahatlerin çoğu iktibas edilerek “disiplin suçu” haline getirilmiş ve bu şekilde disiplin suçu haline getirilen askeri kabahatler hakkında AsCK’da yer alan hükümler zımni olarak ilga edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, disiplin kabahatleri, aslında AsCK’nun 18. Maddesinde yazılı askeri kabahatlerden ibarettir. Ancak işleniş şekilleri yahut meydana getirdikleri sonuçlar bakımından nispeten hafif sayılabilecek hallerdir.
15 Şubat 1999 tarihinde yakalanan Abdullah Öcalan, Yerel Mahkemenin 28 Nisan 1999 tarihli kararı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 25 Kasım 1999 tarihli onama kararı ile Devletin ülkesine ve egemenliğine karşı suçu düzenleyen mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle idam cezasına mahkum edilmiştir. Vatana karşı işlenen bu suçun 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı, cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis olarak gösterilen Devletin birliğini ve Ülke bütünlüğünü bozma suçu olarak tanımlanmıştır. İşbu yazı; toplu yaşam alanlarında kiracı ve kiraya verenin, yaşam alanının yönetimi, giderleri ve sair hususlarına ilişkin kararların alındığı olağan ve olağanüstü kat malikleri kurulu toplantısına katılma ve bu toplantılarda oy kullanma haklarını açıklamak üzere hazırlanmıştır. “Mal sahibi” olarak kabul edilen kat malikinin, dairede malikin birden fazla olması halinde temsil edenin veya mal sahibini temsil edenin bina yönetimini ve kat malikleri kurulunun kararları ile ilgili kurulda oy kullanma ve dava hakları zaten vardır. Bu yazımızda, konuyu kiracının oy kullanabilme ve dava hakları bakımından inceleyeceğiz. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220.
Bu düzenleme ile paralel olarak 6698 sayılı Kişisel VerilerinKorunması Kanunu (KVKK) kapsamında da ilgili kişi Kanun’da öngörülen şartlarçerçevesinde ayrıca kişisel verilerinin silinmesi ya da yok edilmesini istemehakkına sahiptir. Maddesi hükmü Tüzük’te yer alan hallerikapsayıcıdır (itiraz hakkı ve meşru menfaate ilişkin hususlar hariç). Maddedeverilerin işlemesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması da silme nedeniolarak öngörülmüştür. Bu maddenin uygulamasının nasıl yapılacağı ise KişiselVerilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi HakkındaYönetmelik ile somutlaştırılmıştır. Ayrıca AYİM disiplin cezasının yok hükmünde sayılmasını gerektirecek ağır ve bariz bir hukuka aykırılığın bulunmadığını da belirterek inceleme kabiliyeti olmadığından davayı reddetmiştir[795]. (2) Birinci fıkrada düzenlenen temsilci belirleme vebildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, Kurumtarafından bildirimde bulunulur. Bildirimden itibaren otuz gün içinde buyükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde sosyal ağ sağlayıcıya Başkantarafından on milyon Türk lirası idari para cezası verilir. Reklam yasağı kararının verildiği tarihtenitibaren üç ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan,sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranındadaraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Başvurunun kabulüneilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde söz konusuyükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcınıninternet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması içinsulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceğikararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini dedikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir.
Maddesiyle, uyarma ve kınama cezalarına karşı varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına itiraz edilebileceği hükme bağlanmak suretiyle, bu cezalara karşı idari itiraz yolu[443] öngörülmüş, 136. Fıkrası ile de itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu ve bu kararlara karşı idari yargıya başvurulamayacağı belirtilerek uyarma ve kınama cezaları bakımından yargı yolu kapatılmıştır. Maddesine bağlı cetvelde disiplin amirlerinin verebilecekleri cezalar rütbelerine göre belirlenmiştir. Ancak TSK’da çalışan Devlet memurlarının 657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarında disiplin amirlerinin verebileceği cezalar rütbeye göre belirlenmemektedir. 657 SK’da özel düzenleme olması sebebiyle, 657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarına ceza verilmesinde AsCK’nın 171. Maddesine bağlı cetvel göz önüne alınamaz[364]. Maddesine ekli cetvelde, binbaşı rütbesinde bir disiplin amiri Devlet memuruna 1/20’ye kadar miktarda aylıktan kesilmesi cezası verebilmekte, Tuğgeneral rütbesinde bir disiplin amiri ise 1/12’ye kadar miktarda aylıktan kesilmesi cezası verebilmektedir. Maddesine göre disiplin amirlerinin hepsi 1/8’i ile 1/30’u arasında aylıktan kesme cezası verebilmektedir. Disiplin amirinin olayın mağduru olduğu durumlarda da kendisi soruşturma yapabilir. Ancak bu gibi durumlarda kişilerdeki endişenin giderilmesi için soruşturmanın başkaları tarafından yapılması hukuk devleti ilkesine uygun düşer. Bu konuda AYİM’in içtihatlarına baktığımızda, yapabileceğine yönelik kararların[344] yanında, yapamayacağına yönelik kararların[345] da olduğunu görmekteyiz.
Devlet, egemenlik ve yargı yetkisini esasen cezalandırmakyetkisiyle gösterdiği için yargı yetkisinin yer yönünden sınırları Türk CezaKanunu’nda (TCK) “Genel Hükümler” başlıklı birinci kitapta, “Kanunun UygulamaAlanı” başlıklı ikinci kısımda, 8. [293] “Disiplin subayı ve niteliği” başlığını taşıyan 477 SK’nın 6. Maddesi hakkında Senato Geçici Komisyonunun mütalaasında; “Bu tasarıda disiplin mahkemelerinin görev ve yetkisine giren suçlar ile ilgili soruşturmayı yapacak olan kişiye ‘disiplin subayı’ denmiştir. Bu terim mülga 1631 sayılı Askeri Muhakeme Usulü Kanununda kullanılan ve adli amir terimine mütenazır olan adli subay karşılığıdır. Tasarıda disiplin mahkemesi ismine uygunluk sağlamak için ‘adli subay’ yerine ‘disiplin subayı’ kavramı kullanılmıştır.